'Yüksek kafeinli içecekler migreni tetikleyebilir'

Sağlık (DHA) - Demirören Haber Ajansı | 15.04.2022 - 10:07, Güncelleme: 15.04.2022 - 10:26
 

'Yüksek kafeinli içecekler migreni tetikleyebilir'

'Yüksek kafeinli içecekler migreni tetikleyebilir'
    ANTALYA, (DHA) - MİGRENİN günlük yaşam aktivitelerini kısıtlayan ve yaşam kalitesini düşüren bir hastalık olduğunu belirten Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Nöroloji Bölümü'nden Uzm. Dr. Nurgül Uzun, "Hastalar doktora başvurmayıp baş ağrısını ağrı kesici ilaçlarla kontrol etmeye çalıştıkları için migren hastalığının tedavisi yapılamamaktadır. Migrende tedavinin yanında diğer önemli bir unsur da tetikleyicilerin farkında olmak ve onlardan uzak durmaktır. Doğum kontrol hapları, yemek düzeni değişiklikleri, uyku bozuklukları, alkol, yüksek kafeinli içecekler, bazı gıda maddeleri, hava değişiklikleri, ilaçlar tetikleyicilerden bazılarıdır" dedi. Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Nöroloji Bölümü'nden Uzm. Dr. Nurgül Uzun, migren hastalığı hakkında açıklamalarda bulundu. Migrenin günlük yaşam aktivitelerini kısıtlayan ve yaşam kalitesini düşüren bir hastalık olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Nurgül Uzun, "Migren hastalığının en yaygın belirtilerinin başında ağrı gelmektedir. Ağrı, hareket ettikçe kötüleşebilen, zonklayıcı karakterde, ense, şakak ve göz çevresinden başlayıp başın diğer bölgelerine yayılabilen özelliktedir. Bu ağrıya bulantı, kusma, ışık ve sese olan rahatsızlık hissi eşlik edebilir. Migren ataklarının sıklıkla 20-30 yaş gruplarında başlar, fakat çocukluk ve ergenlik döneminde de ortaya çıkabilir. Migren atağı prodrom, aura, baş ağrısı ve postdrom olmak üzere dört aşamalı olabilir. Her migren atağında tüm aşamalarla karşılaşılmayabilir. Prodrom döneminde baş ağrısı başlamadan bir veya iki gün önce, hastalar yaklaşan migren atağı için uyarıcı olan kabızlık, ruh hali değişiklikleri, boyun tutulması, yeme isteği, sık idrara çıkma ve susuzluk hissi, sık esneme gibi küçük değişiklikleri fark edebilirler" şeklinde konuştu. Migren tanısının nöroloji uzmanı tarafından hasta hekim görüşmesi neticesinde konulduğunu ifade eden Uzm. Dr. Uzun, bağ ağrılarının sıklık ve şiddetinin değişmesi durumunda mutlaka bir nöroloji uzmanına muayene olunması gerektiğinin altını çizdi. Uzm. Dr. Uzun, "50 yaş üstünde yeni başlayan baş ağrısı, kafa travması sonrası baş ağrısında kötüleşme, öksürük, efor, ıkınma veya ani bir hareketten sonra gelişen bir baş ağrısı, ateş, ense sertliği, kafa karışıklığı, çift görme, uyuşukluk ya da konuşma bozukluğu, gök gürültüsü gibi ani şiddetli baş ağrısı belirtilerinden herhangi birinin yaşanması durumunda, migrenden ayrı hayati bir tehlike oluşturabilecek ciddi bir hastalığın habercisi olabilir ve acil olarak bir doktora gidilmesi gerekir" açıklamasında bulundu. TEDAVİ EDİLMEYEN MİGREN İSTENMEYEN SONUÇLARA NEDEN OLABİLİR Tedavi edilmeyen migren ataklarının kişiden kişiye göre değiştiğini ancak ortalama olarak 4-72 saat arasında sürebildiğini vurgulayan Uzm. Dr. Uzun, migren atağı sırasında mide bulantısı, kusma, ışık ve sese karşı hassasiyet, bulanık görme, baş dönmesi ve bazen baygınlık yaşanabileceğini söyledi. Uzm. Dr. Nurgül Uzun, uzman hekim tarafından uygun tedavi edilmeyen migren ağrısının neden olabileceği istenmeyen sonuçları şöyle sıraladı: "İlaç aşırı kullanımı sonucunda baş ağrısı: Ayda on günden fazla yüksek doz reçeteli veya reçetesiz ilaç almak ciddi, hiç geçmeyen, sürekli olabilen ilaç aşırı kullanım baş ağrısına neden olabilir. İlaç aşırı kullanım baş ağrısı, ilaçların ağrı kesici özelliklerini kaybetmesi ve kendileri baş ağrısına neden olmaya başladıklarında ortaya çıkar. Bu kısır döngü daha fazla ağrı kesici kullanmayı gerektirebilir. Ancak bu da ağrıyı gidermemekle birlikte sadece baş ağrısının daha da kronik hale gelmesine sebep olacaktır. Serotonin sendromu: Nadir fakat hayatı tehdit eden bir durumdur. İlaçlar mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Kronik migren: Aralıklı olan migren atakları tedavi edilmezse süreğen hale gelebilir. Son üç ayda, ayda 15 gün veya daha fazla ağrılı gün sayısı olan hastaların kronik migren açısından nöroloji uzmanı ile görüşmeleri önerilir. Beyin damar tıkanıklığı (migrenöz infarkt): Bir saatten uzun süren aura olduğu zaman beyin damar tıkanıklığı açısından bir nöroloji uzmanı ile görüşülmesi önerilir. Doktorunuz olası beyin damar tıkanıklığı ya da kanamasını dışlamak için beyin görüntülemesi isteyebilir. Migren statusu: Migren atağı tedavi edilmezse veya yetersiz tedavi edildiği durumda 4 ila 72 saat sürebilir. Üç günden uzun süren şiddetli migren ataklarına 'migren statusu' denir." Migren tedavisinde kullanılan ilaçların atak sırasındaki baş ağrısı ya da eşlik eden bulantı, kusma gibi belirtileri durdurmaya yönelik atak tedavisi ve sık gelen baş ağrısı ataklarının sıklığını kontrol etmeye yönelik yardımcı koruyucu tedaviler olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Uzun, ağrı giderici ilaçların ise migren atakları sırasında alındığını ve ağrıyı durdurmak için kullanıldığını ekledi. TEDAVİ STRATEJİSİ KİŞİDEN KİŞİYE GÖRE DEĞİŞEBİLİR Tedavi stratejisinin kişinin baş ağrılarının sıklığına, şiddetine ve eşlik eden durumlara göre hekim tarafından belirlendiğini söyleyen Uzm. Dr. Uzun "Epizodik dediğimiz aralıklı baş ağrısı olan migren hastaları düzenli koruyucu tedavi almadıkları takdirde ağrı sıklıkları artarak kronik migren haline dönebilir. Kronik migren, günlük yaşam aktivitelerinde kısıtlılığa yol açan, kişinin işteki performansını ve aile hayatını etkileyen ciddi bir sağlık problemidir. Kronik migren hastaları sıklıkla migren tedavi kılavuzlarında önerilen hemen hemen her ilacı denemiş, tedaviler yeterli sonuç vermediği için sürekli ve aşırı miktarda ağrı kesici kullanan ya da ilaçlardan umudunu kesmiş ve şiddetli ağrıyla yaşamanın yarattığı olumsuz psikolojik durumla baş etmek zorunda kalan, bu nedenle ruh sağlıkları da bozulma riski ile karşı karşıya olan kişilerdir. Aslında ayrıntılı değerlendirildiği zaman çoğu zaman bu hastaların tam anlamıyla düzenli bir koruyucu tedavi almadıkları daha çok ağrı kesiciler ve kısa süreli koruyucu tedaviler aldığı görülür" dedi. TEDAVİSİ MÜMKÜN BİR HASTALIKTIR Günümüzde migren tedavisinde çaresiz olmadığımızın altını çizen Uzm. Dr. Uzun, şunları söyledi: "Hastalar doktora başvurmayıp baş ağrısını ağrı kesici ilaçlarla kontrol etmeye çalıştıkları için migren hastalığının tedavisi yapılamamaktadır. Tedavi amaçlı kullanılan epilepsi, hipertansiyon, depresyon gibi başka hastalıkları tedavi etmek için de kullanılan bazı ilaçlar aynı zamanda migren önleyici tedavide de kullanılmaktadır. Bunların yanında çeşitli enjeksiyon tedavileri de oldukça başarılı sonuçlar vermektedir. Bu tedavilerden birisi 3 ayda bir uygulanan botoks tedavisidir. Migren hastaları için uygulanan botoks tedavisinin miktarları ve uygulama şekilleri kozmetik amaçla uygulanan botoks ile farklıdır. Eksik dozda ve yanlış yapılan uygulamalar etkisiz olup baş ağrısının kronikleşmesine sebep olabilir. Bu nedenle bu konuda deneyimli nöroloji uzmanlarınca uygulanmalıdır. Son yıllarda uygulamaya giren diğer bir seçenek migren oluşumunda sorumlu tutulan maddelerden birisi olan CGRP antagonistlerdir. Migren aşısı olarak bilinen bu tedavi şekli ise ayda bir kez uygulanan enjeksiyon şeklindedir. Oksipital sinir blokajları da migren tedavisinde etkin olarak kullanılan diğer tedavi seçeneğidir. Migrende tedavinin yanında diğer önemli bir unsur da tetikleyicilerin farkında olmak ve onlardan uzak durmaktır. Doğum kontrol hapları, yemek düzeni değişiklikleri, uyku bozuklukları, alkol, yüksek kafeinli içecekler, bazı gıda maddeleri, hava değişiklikleri, ilaçlar tetikleyicilerden bazılarıdır." (DHA) FOTOĞRAFLI  
'Yüksek kafeinli içecekler migreni tetikleyebilir'

 

 

ANTALYA, (DHA) - MİGRENİN günlük yaşam aktivitelerini kısıtlayan ve yaşam kalitesini düşüren bir hastalık olduğunu belirten Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Nöroloji Bölümü'nden Uzm. Dr. Nurgül Uzun, "Hastalar doktora başvurmayıp baş ağrısını ağrı kesici ilaçlarla kontrol etmeye çalıştıkları için migren hastalığının tedavisi yapılamamaktadır. Migrende tedavinin yanında diğer önemli bir unsur da tetikleyicilerin farkında olmak ve onlardan uzak durmaktır. Doğum kontrol hapları, yemek düzeni değişiklikleri, uyku bozuklukları, alkol, yüksek kafeinli içecekler, bazı gıda maddeleri, hava değişiklikleri, ilaçlar tetikleyicilerden bazılarıdır" dedi.

Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Nöroloji Bölümü'nden Uzm. Dr. Nurgül Uzun, migren hastalığı hakkında açıklamalarda bulundu. Migrenin günlük yaşam aktivitelerini kısıtlayan ve yaşam kalitesini düşüren bir hastalık olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Nurgül Uzun, "Migren hastalığının en yaygın belirtilerinin başında ağrı gelmektedir. Ağrı, hareket ettikçe kötüleşebilen, zonklayıcı karakterde, ense, şakak ve göz çevresinden başlayıp başın diğer bölgelerine yayılabilen özelliktedir. Bu ağrıya bulantı, kusma, ışık ve sese olan rahatsızlık hissi eşlik edebilir. Migren ataklarının sıklıkla 20-30 yaş gruplarında başlar, fakat çocukluk ve ergenlik döneminde de ortaya çıkabilir. Migren atağı prodrom, aura, baş ağrısı ve postdrom olmak üzere dört aşamalı olabilir. Her migren atağında tüm aşamalarla karşılaşılmayabilir. Prodrom döneminde baş ağrısı başlamadan bir veya iki gün önce, hastalar yaklaşan migren atağı için uyarıcı olan kabızlık, ruh hali değişiklikleri, boyun tutulması, yeme isteği, sık idrara çıkma ve susuzluk hissi, sık esneme gibi küçük değişiklikleri fark edebilirler" şeklinde konuştu.

Migren tanısının nöroloji uzmanı tarafından hasta hekim görüşmesi neticesinde konulduğunu ifade eden Uzm. Dr. Uzun, bağ ağrılarının sıklık ve şiddetinin değişmesi durumunda mutlaka bir nöroloji uzmanına muayene olunması gerektiğinin altını çizdi. Uzm. Dr. Uzun, "50 yaş üstünde yeni başlayan baş ağrısı, kafa travması sonrası baş ağrısında kötüleşme, öksürük, efor, ıkınma veya ani bir hareketten sonra gelişen bir baş ağrısı, ateş, ense sertliği, kafa karışıklığı, çift görme, uyuşukluk ya da konuşma bozukluğu, gök gürültüsü gibi ani şiddetli baş ağrısı belirtilerinden herhangi birinin yaşanması durumunda, migrenden ayrı hayati bir tehlike oluşturabilecek ciddi bir hastalığın habercisi olabilir ve acil olarak bir doktora gidilmesi gerekir" açıklamasında bulundu.

TEDAVİ EDİLMEYEN MİGREN İSTENMEYEN SONUÇLARA NEDEN OLABİLİR

Tedavi edilmeyen migren ataklarının kişiden kişiye göre değiştiğini ancak ortalama olarak 4-72 saat arasında sürebildiğini vurgulayan Uzm. Dr. Uzun, migren atağı sırasında mide bulantısı, kusma, ışık ve sese karşı hassasiyet, bulanık görme, baş dönmesi ve bazen baygınlık yaşanabileceğini söyledi. Uzm. Dr. Nurgül Uzun, uzman hekim tarafından uygun tedavi edilmeyen migren ağrısının neden olabileceği istenmeyen sonuçları şöyle sıraladı:

"İlaç aşırı kullanımı sonucunda baş ağrısı: Ayda on günden fazla yüksek doz reçeteli veya reçetesiz ilaç almak ciddi, hiç geçmeyen, sürekli olabilen ilaç aşırı kullanım baş ağrısına neden olabilir. İlaç aşırı kullanım baş ağrısı, ilaçların ağrı kesici özelliklerini kaybetmesi ve kendileri baş ağrısına neden olmaya başladıklarında ortaya çıkar. Bu kısır döngü daha fazla ağrı kesici kullanmayı gerektirebilir. Ancak bu da ağrıyı gidermemekle birlikte sadece baş ağrısının daha da kronik hale gelmesine sebep olacaktır. Serotonin sendromu: Nadir fakat hayatı tehdit eden bir durumdur. İlaçlar mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır.

Kronik migren: Aralıklı olan migren atakları tedavi edilmezse süreğen hale gelebilir. Son üç ayda, ayda 15 gün veya daha fazla ağrılı gün sayısı olan hastaların kronik migren açısından nöroloji uzmanı ile görüşmeleri önerilir. Beyin damar tıkanıklığı (migrenöz infarkt): Bir saatten uzun süren aura olduğu zaman beyin damar tıkanıklığı açısından bir nöroloji uzmanı ile görüşülmesi önerilir. Doktorunuz olası beyin damar tıkanıklığı ya da kanamasını dışlamak için beyin görüntülemesi isteyebilir. Migren statusu: Migren atağı tedavi edilmezse veya yetersiz tedavi edildiği durumda 4 ila 72 saat sürebilir. Üç günden uzun süren şiddetli migren ataklarına 'migren statusu' denir."

Migren tedavisinde kullanılan ilaçların atak sırasındaki baş ağrısı ya da eşlik eden bulantı, kusma gibi belirtileri durdurmaya yönelik atak tedavisi ve sık gelen baş ağrısı ataklarının sıklığını kontrol etmeye yönelik yardımcı koruyucu tedaviler olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Uzun, ağrı giderici ilaçların ise migren atakları sırasında alındığını ve ağrıyı durdurmak için kullanıldığını ekledi.

TEDAVİ STRATEJİSİ KİŞİDEN KİŞİYE GÖRE DEĞİŞEBİLİR

Tedavi stratejisinin kişinin baş ağrılarının sıklığına, şiddetine ve eşlik eden durumlara göre hekim tarafından belirlendiğini söyleyen Uzm. Dr. Uzun "Epizodik dediğimiz aralıklı baş ağrısı olan migren hastaları düzenli koruyucu tedavi almadıkları takdirde ağrı sıklıkları artarak kronik migren haline dönebilir. Kronik migren, günlük yaşam aktivitelerinde kısıtlılığa yol açan, kişinin işteki performansını ve aile hayatını etkileyen ciddi bir sağlık problemidir. Kronik migren hastaları sıklıkla migren tedavi kılavuzlarında önerilen hemen hemen her ilacı denemiş, tedaviler yeterli sonuç vermediği için sürekli ve aşırı miktarda ağrı kesici kullanan ya da ilaçlardan umudunu kesmiş ve şiddetli ağrıyla yaşamanın yarattığı olumsuz psikolojik durumla baş etmek zorunda kalan, bu nedenle ruh sağlıkları da bozulma riski ile karşı karşıya olan kişilerdir. Aslında ayrıntılı değerlendirildiği zaman çoğu zaman bu hastaların tam anlamıyla düzenli bir koruyucu tedavi almadıkları daha çok ağrı kesiciler ve kısa süreli koruyucu tedaviler aldığı görülür" dedi.

TEDAVİSİ MÜMKÜN BİR HASTALIKTIR

Günümüzde migren tedavisinde çaresiz olmadığımızın altını çizen Uzm. Dr. Uzun, şunları söyledi:

"Hastalar doktora başvurmayıp baş ağrısını ağrı kesici ilaçlarla kontrol etmeye çalıştıkları için migren hastalığının tedavisi yapılamamaktadır. Tedavi amaçlı kullanılan epilepsi, hipertansiyon, depresyon gibi başka hastalıkları tedavi etmek için de kullanılan bazı ilaçlar aynı zamanda migren önleyici tedavide de kullanılmaktadır. Bunların yanında çeşitli enjeksiyon tedavileri de oldukça başarılı sonuçlar vermektedir. Bu tedavilerden birisi 3 ayda bir uygulanan botoks tedavisidir. Migren hastaları için uygulanan botoks tedavisinin miktarları ve uygulama şekilleri kozmetik amaçla uygulanan botoks ile farklıdır. Eksik dozda ve yanlış yapılan uygulamalar etkisiz olup baş ağrısının kronikleşmesine sebep olabilir. Bu nedenle bu konuda deneyimli nöroloji uzmanlarınca uygulanmalıdır. Son yıllarda uygulamaya giren diğer bir seçenek migren oluşumunda sorumlu tutulan maddelerden birisi olan CGRP antagonistlerdir. Migren aşısı olarak bilinen bu tedavi şekli ise ayda bir kez uygulanan enjeksiyon şeklindedir. Oksipital sinir blokajları da migren tedavisinde etkin olarak kullanılan diğer tedavi seçeneğidir. Migrende tedavinin yanında diğer önemli bir unsur da tetikleyicilerin farkında olmak ve onlardan uzak durmaktır. Doğum kontrol hapları, yemek düzeni değişiklikleri, uyku bozuklukları, alkol, yüksek kafeinli içecekler, bazı gıda maddeleri, hava değişiklikleri, ilaçlar tetikleyicilerden bazılarıdır." (DHA)

FOTOĞRAFLI

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve akcagazete.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.