Görme engelli öğretmen çift, öğrencilerini geleceğe hazırlıyor
Görme engelli öğretmen çift, öğrencilerini geleceğe hazırlıyor
Görme engelli öğretmen çift, öğrencilerini geleceğe hazırlıyor
İZMİR'de, her ikisi de doğuştan yüzde 100 görme engelli olan öğretmen çift Ayşe Gümüş (33) ile Turgay Gümüş (31), karşılaştıkları zorlukları birlikte aşıyor.
Torbalı Şehit Çavuş Haydar Arda Erertingi İlkokulu'nda görevli İngilizce öğretmeni Ayşe Gümüş ile eşi Torbalı Subaşı Mustafa Topalan Çok Programlı Anadolu Lisesi'nde görevli edebiyat öğretmeni Turgay Gümüş, karşılaştıkları tüm güçlüklere rağmen, eğitimin ışığıyla öğrencilerini geleceğe hazırlıyor. Öğretmenlik mesleğini sürdüren çift, 17 ay önce dünyaya gelen kızları Mısra'yı da engellilere yönelik farkındalık bilinciyle yetiştiriyor.
'GÖZÜMÜN İÇİNE BAKA BAKA 'VAH VAH' DİYORLAR'
Çok sevdiği öğrencileri sayesinde her zorluğu aştığını söyleyen Ayşe Gümüş, görme engelli bir öğretmen olarak zaman zaman da olsa zorluklarla karşılaştığını dile getirdi. "Dünyaya bir daha gelsem yine bu mesleği seçerdim" diyen Gümüş, "7 yıldır hem lisede hem ortaokulda hem de ilkokulda çalıştım. Öğrencilerimle olan iletişimimi güçlendirmek için onların dinlediği müzikleri, izledikleri filmleri takip ediyorum. Öğrencilerimle sadece ders yapmıyorum. Öğretimden önce eğitim gerekiyor. Öncelikle öğrencilerin yoksun olduğu tarafları onarmak gerekiyor. Eşim de ben de aynı mesleği yapıyoruz" dedi.
Gümüş, deneyimlerini paylaşarak, "Yaşadığımız pek çok zorluk var. Daha düne kadar görev yaptığım okulda akıllı tahta yoktu ve ben çok zorlanıyordum. Farkındalık çalışmaları sadece öğrencilere yönelik olmamalı, yetişkinlerden başlamalı. Geçtiğimiz gün bir veli, 'Öğretmenim elinizdeki bastonu bana verin de rahat rahat yürüyün' dedi. O bastonun ne işe yaradığını bilmeyenler var. Gözümün içine baka baka 'Vah vah, tüh tüh' diyenler de var. Bunun sadece bir yeti farkı olduğunu bir türlü anlatamıyoruz. Öte yandan kör bir öğretmen öğrenciler için istismara çok açık. Zaman zaman istismar ediyorlar. Sınıfta hareket ediyorlar, arada yemek yiyenler oluyor. Öğrenci bazen yazdığını söylüyor ama yazmıyor. Toz pembe bir tablo çizmek mümkün değil" diye konuştu.
'BİZ ENGELLENİYORUZ'
8 yıllık edebiyat öğretmeni Turgay Gümüş ise, "Öğretmenlik, bir hamurdan insan yaratmaktır. Bir insanı inşa etmektir. İnsanlar da bir araya gelerek toplumu oluşturduğu için öğretmen, toplumun kurgulayıcı güçlerinden biridir. Bir engelli, evinden çıktığı an erişilebilirlik problemleriyle uğraşmak zorundadır. Toplum, engelliye göre değil, engelli olmayana göre tasarlanmış durumdadır. Biz aslında engelleniyoruz. Görmemek, yürüyememek veya duymamak bir engel değilken, toplumsal hayatın buna uygun düzenlenmemiş olması bir engel oluşturmaktadır" dedi.
'ERİŞİLEBİLİRLİK VARSA ENGEL YOK'
Erişilebilirliğin önemine dikkat çeken Gümüş, "Ben dersimi işlerken kullanacağım kitap, kabartma baskılı şekilde elimde olmazsa, dersi verimli işleyemem. Akıllı tahtalar ekran okuyucu destekli olmazsa ben öğrencilerime materyal gösteremem. Erişilebilirlik varsa, hayata tam katılım var. Farkındalık çalışmaları konusunda en başarılı yöntem, birlikte yaşam tecrübesi kazandırmaktır. Bunun dışında aydınlatıcı kamu spotları ve medya aracılığıyla engellinin görünürlüğünü artırmak gerekiyor. Farkındalık erişilebilirliği, erişilebilirlik farkındalığı arttırır. Öğrenci, bize temas ettiğinde zaten engellilik kavramını kavrıyor. İleride toplumsal hayata katıldığında engelliliğe yönelik düzenlemeler yapması gerektiğini anlıyorlar" diye konuştu.
İzmir HABERİ
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.