Diyarbakır'da 25 yıldır tarihi mekanları bakıra işliyor
Diyarbakır'da 25 yıldır tarihi mekanları bakıra işliyor
Diyarbakır'da 25 yıldır tarihi mekanları bakıra işliyor
DİYARBAKIR'da bakır ustaları tarafından tabak, fincan, sürahi, tepsi ve daha birçok ürünün üzerine bakır işlenmesiyle oluşturulan el emeği göz nuru ürünler yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun talep görüyor. Diyarbakırlı bakır işleme ustası Hasan Barakacı (41), 25 yıldır kentin cami, kilise, medrese ve köprü gibi tarihi yapılarını bakır levhalar üzerine işliyor.
Tarihi Sur ilçesindeki Bakırçılar Çarşısı'nda mesleğini büyük bir özenle yapan bakır işleme ustası Hasan Barakacı, tarihi yerleri işlediği bakır levhaların yerli ve yabancı turistler tarafından beğenildiğini söyledi. Görünümü ve tasarımı ile farklı farklı modellerden oluşan bakır işlemeli ürünler vatandaşların birbirine hediye ettiği hediyeler arasında yer aldığını belirten Barakacı, “Bazı levhalar 2 günümü alırken kimileri de bir günümü alıyor. Levhalar verdiğim zaman dilimiyle büyüklüklerine göre fiyatları 250 lira ile 2 bin lira arasında değişiyor” dedi.
18 YAŞINDA BAKIR USTASI OLDU
Diyarbakır'da sayılı bakırcı ustasından biri olan Barakacı, Ongözlü Köprü, Ulu Cami, Keçiburcu, Meryem Ana Kilisesi ve Dört Ayaklı Minare gibi kentin önemli mimari simgelerini bakır levhalar üzerine işleyerek hayatını kazanıyor. Diyarbakır'da 'Bakıra hayat veren adam' olarak tanınan Barakacı, yaptığı birbirinden güzel bakır panolarla yerli ve yabancı turistlerden büyük ilgi görüyor. Barakacı, bakır işleme işini 18 yaşındayken, Fahrettin Mercan'dan öğrendiğini belirterek, "Bu sanatı 2 yılda ustamdan öğrendim. O şimdi hayatta değil, ama ben onun yolunda ilerliyorum. Yaptığım bakır tabloların beğeni kazanması beni çok mutlu ediyor. Bu bakır levhaları en çok yerli ve yabancı turistlere satıyorum” dedi.
'TARİHİ MEKANLARI BAKIRA İŞLİYORUM'
Mimari yapılarının yanı sıra Türk bayrağı, Atatürk, kartal, aslan, Osmanlı Turası ve Şahmeran’ı da bakıra işlediğini anlatan Barakacı, “25 yıldır bu işi yapıyoum. Mimari yapılarını bakır tepsiler üzerine işliyorum. Bu şekilde sanatımı icra ederek hayatımı kazanıyorum. Kimi eserler bir, kimi eserler de 2 günümü alıyor. Mesela bir Osmanlı turası en az iki günümü alıyor. Fiyatları da harcadığım zaman dilimine ve bakır miktarına göre değişiyor. Kimi eserler 250 lira kimileri ise 2 bin lira” dedi.
FOTOĞRAFLI
Diyarbakır HABERİ
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.