Güle güle, Kasabanın Şerifi Mustafa ağabey,
Belki gönlü gazetecilik mesleğine yatkın olan herkes gazeteci olmak, yada yapmak ister.
İşte bunlardan birisi ide Mustafa Tulum’du.
İnşaat sektöründen ayrılıp gönül verdiği gazetecilik mesleğine adım atmış, her geçen günde gazetecilikte katkı sağlayarak üzerine koya koya gelmiştir.
Önceleri Türkeli Gazetesi ve benzeri gazetelin temsilciliklerini yapmış, daha sonrada 1996 yılında çıkardığı Oğuzeli Gazetesi ile ilçede haftalık olarak gazete çıkarmaya başlamıştır.
Dobra ve gerçek yazıları ile her kesimi kaleme almış, gerçekleri yazmaktan hiçbir zaman kaçınmamıştır. Konuları gerçeği gibi aktarmaya, konuları kaleme sert aldığı günlerde değerli gazeteci – yazar Osman Oktay tarafından yaptığı olumlu yada olumsuz sert eleştiriler karşısında karşılık olarak “Kasabanın Şerifi” lakabını vermişti.
Bu ilk bakışta ekşi gibi gözüken lakap, aslında onun için ileriki gün ve yıllarda kalıcı olmuştur.
Dürüst Gazeteciliği yanında politikaya da atılan Mustafa ağabey tıpkı gazetecilikte olduğu gibi bir iki dönemde la yıkı ile İl Genel Meclisi üyeliği yaptı.
Politikaya devam etmek istemesine rağmen aday adayı olarak gösteren partiler tarafından yine onun sözü ile patoz edildi. Derdi ki “Cumhuriyet Meydanına Patoz koymuşlar patoz olduk” hatta diğer siyasetçilerin aday adaylık döneminden sonra elenmesine meşhur sözü ile patoz edildiler derdi.
Politikayı bırakan Mustafa Tulum, ilkeli gazeteciliğini sürdürdü. Her zaman halkın gözü kulağı ve halka köprü olmayı sürdürdü. Günlük çıkan Oğuzeli Gazetesini en la yıkı ile çıkarmaya çalıştı.
Eşinin vefatından ve annesinin vefatından sonra yine hiç yılmadı. Tıpkı mesleğe yeni başlamış bir gazeteci gibi hareket etti. Mesleğinden hiç ödün vermedi. Gerçekleri, doğruları dile getirdi.
Yerel Gazeteciliğin her zaman öncülüğünü yapan, zaman zaman yerel gazetelerin haklarını savunmak için yasal araştırmalar yaparak karşı gelen, haksızlıklara sürekli karşı duran biri idi.
Hatta son yıllarda Bucak’ta hiçbir rant gözükmeden doğruları, gerçekleri dile getiren adam gibi adam gazetecilik yapan birisi idi.
Gazeteden zarar etmesine rağmen çıkarları ve rant için hiçbir zaman ayçiçeği gibi rantın geldiği yöne dönmezdi.
Tek suçu kendi yağı ile kavrulmaya çalışan, garip ve garibandı.
Onu çok özleyeceğim. Yaysat Bayiliği döneminde bana taktığı “Aydın Doğan” lakabı ile seslendiği sesi kulaklarımda çınlayacak.
Nur içinde yat Mustafa ağabey, mekânın cennet olsun kasabanın şerifi.